Sezon finalli dizilerin bireyin kişisel gelişim yolundaki motive edici katkısına kısaca parmak bastıktan sonra konuya girebilirim. Kısacası epeydir uzun soluklu bir dizi izlemediğimi fark ettim ve biraz underrated ve bol ödüllü bir dizi seçtim kendime. 2007-2012 yılları arasında yayınlanan 5 sezon toplamda 59 bölümlük bir hukuk draması olan Damages, Altın Küre ve Emmy falan toplamış sıkı bir dizi. Çok sezonlu dizilerin en önemli ayrıcalığı detaylı karakter ve ilişki gelişimleri sunmaları, yoksa ömrümden yesin diye oturmuyorum 50 bölümlük bir dizinin başına. Çok sezon demek, bir dizinin yıllarca sürmesi demek, hem dizinin gerçek zamanda demini alması, oyuncuların o dizi içerisinde yaş alıp olgunlaşmaları, hem de dizinin kendi evreninde uzun bir yol katetmesi demek. Bu işin inceliği burada. Damages de bu bağlamda karnımı pek güzel doyuran bir dizi oldu. İki ana kadın karaktere ve onların birbirleriyle olan kompleks ilişkisine odaklanan dizi her sezon biraz daha dibe dalmak suretiyle manidar bir bitişe yürüdü.
"Patty'nin çalışma şeklini sana anlatayım. Yarın ona gidip anlaşmak için iyi bir meblağ teklif etsen bile geri çevirir. Teslim olman onu hiç ilgilendirmez. Düşersen mutlaka kalkmanı sağlar. Ayakta olmanı ister ki yumruk savurmaya devam edebilsin. Tekrar, tekrar. Ta ki itibarını tanınmaz hâle getirip kanlı bir posasını çıkarana kadar."
Damages dizisinin anti kahraman ana karakteri Patty Hewes işte böyle bir kadın! Dizinin diğer ana karakteri ve Patty'nin dostu ve düşmanı, çırağı ve rakibi olan Ellen onu böyle anlatıyor, eksiği var fazlası yok söylediklerinin. Oldukça cüretkar ve hazmı zor bir kadın Patty yüksek profilli bir avukat. Genellikle hisse senedi dolandırıcılığı, vergi kaçakçılığı, zimmete para geçirme gibi çok büyük şirketlere karşı açılmış ve çok büyük tazminat taleplerinin döndüğü davaları alan, aldığı her davayla aylarca ülke gündemine oturan ve yine aldığı her davayı da eze eze kazanan popüler bir hukukçu. Başarısının sırrı ise nevi şahsına münhasır şahsiyetinde ve çalışma şeklinde gizli.
Psikolojide dark triad yani karanlık üçlü olarak adlandırılan üç ayrı kişilik bozukluğu ile karakterize edilen bir kadın Patty, bana göre. Karanlık üçlü olarak adlandırılan bu üç kişilik bozukluğu narsisizm, makyavelizm ve psikopati. Kendine hayranlık duyma ve diğer insanların da ona hayranlık duymasını arzulama ve üstünlük hissi ile narsisizmi; manipülatif ve çıkar odaklı olma, amaca ulaşmak için her türlü aracı kullanmayı meşru görme, ahlâkî değerlere kayıtsız kalma ile makyavelizmi; empati eksikliği, antisosyallik, duygusal soğukluk ve insanlara verdiği zarardan ötürü vicdan azabı duymama özellikleriyle de psikopatiyi kendi bünyesinde özenle birleştirip kombo yapan Patty kusursuz bir dark triad örneği.
Ailesinde ve işinde etkileşim hâlinde olduğu her bir karakterle olan her bir ilişkisi ayrı ayrı Patty'nin narsisizm, makyevalizm ve psikopati kombosu kişilik bozukluğunu işaret eden arızalarıyla sınanıyor ve yıpranıyor dizi boyunca. Samimi bir sohbet anında eski eşi yeniden bir araya gelmelerini teklif ettiğinde gayet soğukkanlı ve duygusuz bir biçimde oğlu Michael'in artık büyüdüğünü, onunla yaşamadığını yani artık evde bir baba figürüne ihtiyacı olmadığını söyleyip geri çeviririyor bu teklifi. Bu hissiz ve çıkar odaklı bakış açısını hiç çekinmeden dile getirdiği cevap karşısında buz kesen eski eşi verecek tepki bile bulamıyor. Patty bu, böyle bir kadın.
Hep en büyük balığın peşinde koşuyor, milyar dolarlık tazminatlar koparacağı davalar alıp aylarca bu zor ve komplike davalara gömüyor kendini, her türden riski alıyor kazanmak için. Onu motive eden itici güç mağdur edilen orta sınıftan insanlara gasp edilen haklarını iade edebilmek ya da adaleti tesis etmek değil, bu türden ahlâkî gerekçeler umurunda bile değil. Patty'yi hırslandıran ve motive eden şey dişine göre bir av bulmak, onu köşeye sıkıştırana kadar tadını çıkara çıkara uzun süre kovalamak, avında yarattığı korkuyu görerek kendi gücünü test etmek, ona diz çöktürerek egemenliğini onaylamak ve avını parçalayıp mideye indirmenin hazzını yaşamak. Dışarıdan bakınca 50'li yaşlarında şık, zarif ve minyon bir kadın olan Patty'yi yöneten bu ilkel hatta vahşi içgüdüleri işte. İzleyiciyi narsist, makyavelist ve psikopat Patty'ye karşı cephelenmekten alıkoyan ise dava açmak için seçtiği büyük şirket sahibi kodaman "avlarının" Patty tarafından çiğ çiğ yenilmeyi hak eden tipler olmaları. O yüzden dava kazanmak için kullandığı metotları ve tekinsiz karakterini ürküntüyle izlediğimiz Patty Hewes izleyiciye adalet savaşçısı bir anne figürü sıcaklığı vadetmese de yozlaşmış sermayedar avları da zerre kadar acıma hissi uyandırmıyor. Böylece izleyiciye çok da taraf olma zemini yaratmadan sadece safarinin tadını çıkarmaya teşvik ediyor dizi!
Her sezonunda tek bir büyük davayı konu alıyor dizi. Tüm sezon seçilen büyük davanın gelişimini ve sonuçlanmasını, yani Patty'nin avını kovalama, yakalama ve parçalama sürecini işliyor. Sezon sonunda dava da bitiyor, iki ana karakter Patty ve Ellen'in karmaşık ilişkisi ise diziye bütünsellik katan ve her sezon gelişim gösteren bir bağlayıcı işlevi görüyor. Her dava Patty ve Ellen'in ilişkisini derinden etkileyip onları bazen yan yana bazen de karşı karşı getirerek karakter gelişimlerine de katkı sağlıyor arka planda. Çünkü mesele kazanmak değil.. mesele kazanmak için ne kadar ileri gidebileceğin.. mesele kazanmak uğruna neye dönüştüğün. Bu yönüyle de Damages bana Ezel ve Ramiz Dayı ilişkisini çağrıştırıyor. Şimdi ne alaka diyeceksiniz. Ama vallahi benziyorlar, zaten bende izlediğim diziler, filmler, animeler hakkında yazıp çizme isteği uyandıran ve bu blogu açmamı sağlayan ilham bu; herkesin fark ettiği ve tartıştığı yüzeysel ve aleni noktalardan ziyade, belki benden başka hiç kimsenin yakalamadığı tuhaf detaylar ve izlediğim başka dizilerle karakterlerle kurduğum ipsiz sapsız paralellikler üzerine konuşabileceğim bir platform olsun istedim. O yüzden buradayız ve o yüzden şimdi Damages ve Ezel'i birbirine bağlıycaz :)
Ellen ilk sezonda hukuk fakültesinden yeni mezun olmuş, zeki ve gelecek vadeden genç bir avukattır. Aslında çoktan bir hukuk firmasından teklif almış ve kabul etmek üzeredir, ama bir anda şapkadan Patty çıkar ve Ellen'i iş görüşmesine çağırır. Ona ilk iş teklif eden emektar avukat Ellen'in Patty Hewes'ten de teklif aldığını öğrenince Ellen'ı çoktan kaçırdığını anlar hemen, artık yapabileceği tek şey en azından Ellen'i başına geleceklere karşı uyarmaktır, "seni alacak ve o andan sonra hiçbir şeyin geri dönüşü olmayacak" der, kartvizitinin arkasına "bana uyarı yapıldı" yazar, Ellen'a bu notun altına imzasını atmasını ister, notu Ellen'a verir "Bunu sakla, ben yapacağımı yaptım" der ve gider. Böylece de Ellen Patty Hewes'in jungle'ına girer! Orada hayatta kalmak için ilkel içgüdülerini uyandırmayı, stratejik, manipülatif ve içten pazarlıklı olmayı, kozlarını saklayacağı ve açık edeceği zamanı iyi bilmeyi, gerektiğinde sevdiği insanları bile amaçları için işlevsel birer araca dönüştürmeyi, ikili oynamayı ve en önemlisi de hiç kimseye güvenmemeyi öğrenir. Patty ona bunları olabilecek en sert ve aynı zamanda en etkili yoldan ince ince belletir. Son sezona gelindiğinde Ellen artık bambaşka biridir, eskiden olduğu insan değildir, ama tamamen Patty'nin bir kopyası da değildir. Eskiden olduğu ve Patty'nin etkisiyle dönüşmeye zorlandığı insanın arasında sıkışıp kalır, bu cendereden çıkabilmek içinse üçüncü bir yola ihtiyacı vardır. Tıpkı "bugün bir köprünün tam ortasında duruverdim. Aşağıda alevler, arkamda melek, önümde şeytan. İkisi de aynı soruyu sordu; kimsin sen? Kimin tarafındasın? Aşk mı? İntikam mı? Mahkum mu? Cellat mı? Hep ikisinden birini seçmemizi isterler, ama hep üçüncü bir şık vardır; o da o ateşe atlamak." diyen Ezel gibi. Eskiye dönemeyecek kadar çok yol giden, ama yolun sonunda dönüşeceğini gördüğü canavarla da uzlaşmak istemeyen Ellen de bu üçüncü yolu seçmek zorundadır.
Ellen-Patty ilişkisi ile Ezel-Ramiz ilişkisi enteresan ortak dinamiklere sahip. Patty aslında Ellen'i "özel" olduğu, onda gördüğü potansiyelden etkilendiği için değil, Patty'nin davası için kritik bir tanık Ellen'in sevgilisinin kardeşi olduğu için işe alır. Ellen'in üstünden o istediği tanığa ulaşmak ve Ellen'i kullanarak onu ayağına getirtmektir amacı. Ellen bu amaçla işe alındığını ve kullanıldığını öğrendiğinde ise Patty artık çoktan kanına karışmış, damarlarında dolaşmaya başlamıştır. Yine de güvenmek ister, yine de onunla kalmak ister. Aynı araçsallık Ezel ve Ramiz arasında da vardır. Ramiz hapishanedeyken ona mahkumların arasında genç bir çocuk getirmelerini ister; potansiyeli olan, ama umudu olmayan bir genç. Birkaç başarısız denemeden sonra Ömer'i getirirler ona. Ramiz onun üstünde bir marangoz işçiliğiyle çalışır ve ondan Ezel'i çıkarır. Ezel de "özel" olduğu için seçildiğini düşünür, ama Ramiz'in esas amacı ebedi düşmanı Kenan Birkan'a karşı bir silah yontmaktır. Ezel bunu öğrendiğinde hayal kırıklığına uğrar, Ramiz'i ve onunla kurduğu bağı sorgular ama yine de, güvenmek ister, çünkü Ramiz artık kanına karışmış, damarlarında gezmektedir.
Ellen-Patty ilişkisi anne-kız, Ezel-Ramiz ilişkisi ise baba-oğul derinliği taşır. İki ilişki de kuruldukları şartların pragmatik ve manipülatif doğasına rağmen ironik bir şekilde insanın dünyaya gözünü açtığı ilk anda kurduğu en saf bağa, ebeveyn-evlat ilişkisine dönüşür. Patty de, Ramiz de kendi elleriyle şekil verdikleri ve hem kendi gençliklerini gördükleri, hem de şahsiyet miraslarını bıraktıkları eserlerine derinden bağlanır. Ama bu sevginin çok karmaşık ve kaotik bir çeşididir. Çünkü Patty de, Ramiz de normal insanlar değildir, o yüzden kendilerinden ilham alarak şekil verdikleri eserleri de en az onlar kadar tekinsiz ve arızalıdır. Patty'nin tornasından çıktıktan sonra Ellen da Patty gibi manipülatif, sinsi, rakibinin zayıf noktalarını analiz eden ve onları koza dönüştüren, kozlarını ne zaman oynaması gerektiğini bilen, hamlesini yapmadan önce iki adım geri çekilebilen, bunun mağlubiyet olarak algılanmasından gocunmayacak kadar sabırlı ve soğukkanlı olabilen, öldürücü darbeyi ne zaman indireceğini iyi hesap eden bir kadındır artık. Keza Ramiz'in tornasından çıkan Ezel de oyun kurmayı bilen, herkese özel farklı bir maskesi olan ve herkesi görmek istediği şeye inandırarak manipüle edebilen, insan okumayı çok iyi beceren oyun kurucu bir adamdır. Onları alt etmek için Patty ve Ramiz olmak bile yeterli değildir artık.
İki karakter de mentorlarının etkili ve yıpratıcı eğitiminden sonra hikâyenin başındaki saf ve saydam karakterlerinin tam tersi bir dönüşüm geçirir. Ellen ve Ezel'in ileriye doğru attığı her adım ise hikâyede izleyiciyi geriye, Patty ve Ramiz'in geçmişine götürür. İlk sezon Patty'nin kariyerinin dönüm noktasında riskli bir hamilelik geçirdiğini ve düşük yaptığını ve bu sayede önünde zirveye çıkacağı yolun, kalbinde ise asla onulmayacak bir yaranın açıldığını görürüz. Son sezonda ise Ellen Patty'i tahtından edeceği eşikte hamile olduğunu öğrenir, bir zamanlar Patty'nin karşı karşıya kaldığı yol ayrımı onun da önündedir artık. İlk sezon Ezel'in Eyşan ve Cengiz'le içine düştüğü ihanet ve intikam sarmalı ise ikinci sezonda Ramiz'in Selma ve Kenan'la olan geçmişine bağlanır. Ellen ve Ezel mentorlarının düsturlarını olduğu kadar kaderlerini de sırtlanırlar ve kendi yollarını çizebilmek için, üçüncü şıkkı seçmek, ateşe atlamak ve ustalarının üstünden aşmak zorunda kalırlar.
Patty ve Ramiz'in en etkiliyici ortak yanı ise bilgiyi kullanma becerileri. Patty de, Ramiz de bilginin güç olduğunun farkındadır, bilginin silah olduğunun farkındadır. Esas maharet ise bu güce sahip olmak değil, kullanmasını bilmektir. İkisi de bilgiyi alır, yutar ve herkese o bilginin sadece bir kısmını dağıtıp asıl yekpare bilgiyi hep ve daima yalnızca kendinde tutar. Bu iki yırtıcı hayvandan aldığım ilham da bu oldu, ki muhtemel bir savaşta kazanmanın en kritik anahtarı sanırım budur.
0 Yorumlar