Görkemli ve Trajik Bir Hayat: Jax Teller

Bu yazı konu aldığı karakteri barındıran dizi Sons of Anarchy hakkında spoiler içerir!

Sevdiğim dizi ve film karakterleri ile ilgili bir seriye başlamaya karar verdim. Önceliğim de belleğimde en somut hâliyle kalanlar oldu ve hafızamı biraz kurcaladığımda, kült dizi Sons of Anarchy’nin Jax Teller’i nam-ı diğer Jackie boy’u hakkında hiç de zorlanmadan bir şeyler yazabileceğimi fark ettim. Patırtılı hayat yolculuğunu görkemli ve bir o kadar da dramatik bir ölümle taçlandıran Jackie boy izleyenlerin hafızalarından kolay kolay silinmeyecek karakterlerden hiç şüphesiz.

Her evlada babasından bir şeyler miras kalır. Kimine babasının mal varlığı, kimine ondan edindiği disiplin ve hayat dersleri, kimine babasıyla yaşadığı acı veya güzel anılar, kimi talihsizlere babasının hatalarının bedeli.. Bazı evlatlara ise babasının alın yazısı miras kalır.

Seçimler yaparsın, yol ayrımları gelir önüne, babanınkinden çok farklı kararlar verir, çok farklı bir yolda yürüdüğünü sanırsın, farklı olduğuna inanırsın. Bambaşka seçimler yapıp apayrı yollardan geçtiğin hayat seni er ya da geç bir gün, bir zamanlar babanın da sıkışmış olduğu bir girdabın içine atar. Yürürken sana has sandığın yolda kafanı çevirip geriye baktığında babanın ayak izlerini görürsün. Her şey soğuk bir şaka gibidir!

Jax de babasından onun alın yazısını miras almış bir karakter. Sons of Anarchy dizisinin ana kahramanı olan Jax bir zamanlar babasının kurmuş olduğu yasadışı işler yapan bir motorsiklet kulübünün içine doğar ve bir “suçlu” olarak yaşamını sorgulamadan sürdürür. Jax 30’lu yaşlarına geldiğinde kulüp hala hayattadır, ama babası çoktan ölmüştür. Jax ise neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilemediği ölümcül bir denge oyununda hayatını sürdürmektedir.

Babanın Ayak İzleri

Bir gün garajda ölmüş babasının günlüğünü bulur, okumaya başlar. Ve hikaye de böylelikle başlamış olur. Çok küçükken kaybettiği ve sadece etrafındaki insanlardan dinlediği kadar tanıdığı babasını kendi satırlarından okumak Jax’in dünyasında her şeyi yerinden oynatır. Yaşamakta olduğu hayatı, ondan önce yaşayıp bitirmiş olan babasının bakış açısından gözlemlemeye başlar.

Aşina olmadığın bir yolda düşe kalka ilerlemeye çalışırken bir anda bir yol haritası bulmuşsun gibi. Senden önce o yolu geçmiş bir insanın satırlarından yoldaki engelleri, tuzakları, çukurları öğrenip hepsinin üstünden seke seke atlayıp geçebilecekmişsin gibi. Sanki her şey artık daha kolay olacakmış gibi. Ama işler öyle yürümez. Söz konusu hayatsa, söz konusu babansa, söz konusu evlat olmaksa işler asla öyle yürümez. Jax ne kendi kaderini babasınınkinden, ne de oğlunun kaderini kendi kaderinden koparabilir. Tüm çabaları, tüm fedakarlıkları ve bütün çırpınışları sonuçsuz kalır.

Yasadışı işler yapan bir çetenin içinde olsa ve ekstrem hayat şartlarında yaşasa da çok bilindik yüklerin altında ezilen bir karakter Jax. Evlat olmanın, baba olmanın, koca olmanın, kardeş olmanın ağırlığıdır Jax’in belini büken; bulaştığı yasadışı işler, gözü dönmüş düşmanları, polisler, savcılar ve her gün burun buruna kaldığı ölüm tehlikesi değil.

İronik bir şekilde Jax bu işleri gayet iyi kıvırır üstelik, lokal bir çete olmalarına rağmen boylarını kat kat aşan örgütlere kafa tutar, yüksek rütbeli polisleri faka bastırır, usta bir satranç oyuncusu gibi aynı anda birçok dengeyi gözeterek dâhiyane hamleler yapar hep. Ama iş evlat, baba ya da koca olmaya geldiğinde ise daima çuvallar.

Jax’in bu arada kalmışlığı, çırpındıkça batışı, olmaktan korktuğu ve ihtimamla kaçındığı adama dönüşüşü, bunu fark edişi, ama engel olamayışı ve çektiği ıstırap Sons of Anarchy’i bir suç draması olmaktan çıkarıp bir tragedyaya dönüştürür. SoA bir tragedyadır bana göre.

Yaşanmış bir hayatı yeniden yaşamaktır Jax’in trajedisi. Bundan kaçamamak, ne kadar uğraşsa da basıp kendi yoluna gidememek.

Baba Mirası

“Sanırım yaşadığın mücadelede en iyi anladığım; hatta kulüp için istediğin her şeyden, hatta dönüştüğümüz kişilerden bile daha çok, en çok hissettiğim şey “aklın savaşı”ydı. Hem ailen hem de kulüp için doğrusunu yapmak istediğinde oluyor. Bu korku ve suçluluk elimi kolumu bağladı. Şimdi fark ediyorum ki, sanırım sen de fark etmiştin, iyi bir baba ve iyi bir haydut aynı adamın içinde yaşayamaz. Üzgünüm baba.. Benim için çok geç. Ben zaten tüm bunların içine doğmuştum. Ve annemin benimle ilgili planları vardı. Ama çocuklarım için geç değil. Söz veriyorum bu kaos dolu hayatı asla bilmeyecekler. Artık senin kim olduğunu biliyorum. Ne yaptığını da. Seni seviyorum baba.”

Jax hayat yolculuğunun, bizler de dizinin sonuna vardığımızda Jax artık babasını tanıyan, daha da ötesi onu anlayan bir evlattır. Onu anladığında, babasının bir zamanlar yaşadığı umutsuzluk ve yorgunluğu da kendi ruhunda hisseden Jax artık başka bir yol olmadığını kabul eder. Kaçmak beyhude, inkar faydasızdır. Bu yol babasının yoludur ve sonu da aynı olacaktır.

Ciğerdeşengillerden Jackie boy mütevazi dizi-film belleğimin en manidar sonunu yaşayan kurgu karakterlerden biri sanırım. Babalardan arda kalan miraslardan bahsetmiştik yazının en başında, değil mi? Evet bazı evlatlara da babasını biçip geçen bir tır miras kalır..!



Yorum Gönder

0 Yorumlar